Yürüyen Ceset Sendromu Nedir?

yuruyen-ceset-sendromu

Yazıda Neler Var?

Yürüyen ceset sendromu hastalığına yakalanan insanlar tamamen ölü olduklarına inanmaktadır. Çoğu zaman ölü olduğuna dair kanıt sunmak isteyen hastalar intihar gibi yöntemlere başvurabilmektedir. Fransız Nörolog uzmanı Jules Cotard tarafından keşfedilen yürüyen ceset sendromu daha çok akli bir depresyon çeşidi olsa da intihar eğilimi olan bir sendrom olarak bilinir. Hastalar her şeyini kaybettiğini düşünür ve vücudunun bir kısmını ceset olarak tanımlar. Ayrıca hastalık ceset yürüyüşü sendromu olarak da adlandırılır.

Yürüyen Ceset Sendromu Belirtileri

1982 yılında Cotard tarafından keşfedilen bu hastalık ilk olarak gelişmiş ülkelerde görüşmeye başlanmıştır. Hastalar, uzmanlar tarafından inceleme altına alınmış ve konuyla ilgili tedavi seçenekleri araştırılmıştır. Ayrıca 2008 yılında Filipinler’de yaşayan 53 yaşındaki bir kadının da yürüyen ceset sendromu hastalığına yakalandığı bilinmektedir. Bu kadın çevresindeki insanlara sürekli öldüğünü söylemiş ve morga gitmek istediğini vurgulamıştır.

Hastalığın ilk ve en önemli belirtisi uykusuzluk halidir. Hastalar sürekli uykusuzluktan şikâyet etmeye başlar ve psikolojik olarak etkilenir. Bu problemi uzun süre yaşayan hastalar zamanla ikilemde kalmaya başlar. Bu ikilem sonucunda bazen ölümsüz olduğunu düşünen hastalar farklı bir sevinç duygusuna kapılabilir. Ancak zaman geçtikçe dış dünyadan kendilerini soyutlayan birey, şizofrenide ortaya çıkan halüsinasyonlarla hastalığın belirtilerini yaşamaya devam eder.

Bu sendrom kadınlarda daha sk görülmektedir. Asıl nedeni tespit edilemese de vücuttaki herhangi bir organdan kaynaklandığı düşünülmektedir. İlerleyen yaşlarda sıkça görülebilen ceset yürüyüşü sendromu oldukça baskın bir hastalıktır. Fiziksel kayıplar yaşadığını düşünen hasta bir süre sonra tüm bedenini kaybettiğini düşünmektedir. Olumsuz duygu yoğunluğunun fazla olduğu bu hastalığın kesinleşmiş bir tedavisi de bulunmamaktadır.

Yürüyen Ceset Sendromu Tedavisi

Nöropsikiyatrik bir bozukluk olan yürüyen ceset sendromu panik atak, depresyon, şizofreni veya paranoyalarla ortaya çıkmaktadır. Yakın zamanda ABD’de yaşayan 17 yaşındaki Haley Smith, ceset yürüyüşü sendromuna yakalanan kişilere bir umut niteliğindedir. Smith, eğitim gördüğü sınıfta aniden kendini ölmüş gibi hissetmiş ve eve doğru giderken mezarlığa uğrayarak ölülerle yakınlık duygusuna kapıldığına şahit olmuştur.

Hastalığın semptomlarıyla 2 yıl kadar mücadele eden Smith, sürekli mezarlıkta piknik yapmak istemiş ve korku filmi izlerken gördüğü zombilerle rahatladığını fark etmiştir. Bir süre sonra tedaviye başlayan genç kız, terapistler yardımıyla bu sendromdan kurtulmuştur.

Hastalıkla ilgili terapist uygulamalarının yanı sıra ağır vakalarda beyin bölgesine birtakım ilaçlar elektrik şokuyla enjekte edilmektedir. Ancak kesinleşmiş bir tedavi yöntemi olmadığı için yürüyen ceset sendromu ile ilgili araştırmaların devam ettiği bilinmektedir. Ölümsüzlük düşüncesi, halüsinasyon ve intihar düşünceleriyle beraber ortaya çıkan bu hastalığın başlamaya yaşı ise ortalama 52’dir. Çok nadir olsa da ergenlik dönemlerinde yaşanabileceği aktarılmaktadır. Organik hastalıklarla beraber de görülebilecek vakalardan olan ceset yürüyüşü sendromunda psikiyatrik destek mutlaka alınmalıdır. Elbette bireylerin gündelik yaşamlarındaki stres ve uykusuzluk da hastalığın ortaya çıkmasında etkili olabilir.

Yazı dolaşımı

Mobil sürümden çık